Alanson, o dönem pek çok sanatçının mistisizm arayışı ile Hindistan'a gittiklerini söylemiş, "Napacağız Hindistan'a gidip? Dedim ki İstanbul evliyalar şehri, 'master'sa burada 'master'ın hasosu olması lazım. Özkan'ı aradım. Sahaflar'a gittik. Direkt bir dükkana girdik. Rahmetli Muzaffer Ozak oturuyor. Bir sessizlik oldu dükkanın içinde. Meğer sonra anlıyorum ki ben sohbet sırasında müşteri girdiğinde 'hadi be adam alacağını al git' havası varmış. Ben bir kitap sordum, Melami kitabı. '11 numarada' dedi. 'Siz şeyh misiniz?' dedim. 'Estağfurullah, türbedarım' dedi. 'Elinizi öpebilir miyim?' dedim. Öptüm. Çıktık, 11 numara şöyle 25 metre ötede. Ben yarı yolda durdum, radyasyonu yedim. Dedim Özkan'a 'Geri dönüyoruz'. Döndük, kapıyı açtık, girdik. Durduk orada. Şöyle baktı 'Hadi oturun' dedi. Oturduk, oturuş o oturuş" ifadelerini kullanmıştı.
"Sahaflar Şeyhi" olarak bilinen Muzaffer Ozak'ın yönettiği tarikatın ayinlerinde müzik aleti kullanılmasına izin verilir. Öyle ki Ozak, Mazhar Alanson'u Eurovision'a katılmaya teşvik etmiştir.
"Sahaflar Şeyhi" olarak bilinen Muzaffer Ozak'ın yönettiği tarikatın ayinlerinde müzik aleti kullanılmasına izin verilir. Öyle ki Ozak, Mazhar Alanson'u Eurovision'a katılmaya teşvik etmiştir.